TEFSİR VE HADİSLE İLGİLİ (1)
Pazartesi, 13 Ekim 2014 00:00

TEFSİR VE HADİSLE İLGİLİ (1)

Selamünaleyküm. Rum Suresi 37. Ayet ışığında; kişinin rızkının genişli veya darlığının sadece Allah'ın elinde olduğu anlaşılıyor. Siz nasıl anlıyorsunuz?

Hadislerin hepsini inkâr eden birisine, uykusunda rüyalandıktan sonra gusül alması gerektiğine kur’ân’dan delil verebilir miyiz? 

Cevap: "36 - Biz insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman onunla sevinirler. Elleriyle yapıp öne sürdükleri(işleri)nden dolayı onlara bir kötülük erişince de, derhal umutsuzluğa düşerler. 37- Görmediler mi, Allah dilediğine rızkı genişletiyor da, daraltıyor da. Şüphesiz inanan bir toplum için bunda ibretler vardır."

"Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsiri"nde, Rum Suresinin: 36-37’nci âyetlerine yaptığımız tefsir şöyledir:

Allah lûtfuyla bir nimet verse insan sevinir. Ama kendi yaptığı kötü işler yüzünden başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer. Bu âyetlerde insana verilen rahmet ve nimet için bir sebep belirtilmiyor. Çünkü verilen nimet sebeplere dayalı olsa da, temelde Allah'ın lûtfuyla verilmektedir. İnsanın başına gelen kötülük, çoğu kez kendi kusurundan doğar. İnsan yaptığı işlerin kötü sonuçlarıyla karşılaşır. Ama o zaman bunları kendi hatâsından bilmez, hâşâ Allah'ın, kendisine bir zulmü sanır. Oysa öyle değildir. Çoğu sıkıntılar, çoğunlukla insanın kendi hatâsından doğmaktadır.

Yüce Allah, önceki âyetlerde şirki açık olan müşrikin durumunu izah etmişti. Bu âyetlerde de şirki kapalı müşrikin durumunu açıklamaktadır. Dünya için Allah'a ibadet etmek, kapalı şirktir. Bu maksatla Allah'a ibadet eden kimse, Allah kendisine nimet verdiği zaman memnun olur, ama vermediği zaman kızar, isyan eder, umutsuzluğa düşer. Oysa kulun, bollukta da, darlıkta da Allah'a bağlı olması ve O'nun yaptıklarına rıza göstermesi gerekir.

Allah dilediğine bol, dilediğine dar rızık verir. O, dilediğini yapar. Kullarının hakkında neyin hayırlı olduğunu bilir. Kul, Allah'ın kendisine uygun gördüğüne razı olmalı, sızlanmayı, takdire karşı gelmeyi bırakmalıdır.

Allah'ın, kimine bol, kimine dar rızık vermesinde de hikmet vardır. Bu, inananlar için bir ibrettir. Çünkü onlar buna bakıp rızkı yalnız Allah'ın verdiğini bilir ve her şeyi yalnız O'ndan isterler, O'ndan başkasından ummazlar. Dünya çıkarı için kimseye köle olmazlar. Yaptıkları her şeyi, rızkın asıl lütfedeni olan Allah rızası için yaparlar.

Bu âyetler genellikle insanın karakterini, za'fını belirtmekle beraber, daha ziyade müşriklerin ruh haletini yansıtmaktadır. Hakkında bir iniş sebebi belirtilmemiş olan bu âyetlerin indiği sıralarda başlarına gelen bir kuraklık, kıtlık sebebiyle müşriklerin Allah'a yönelmeleri ve O'na yalvarmış olmaları muhtemeldir. Kur'ân bu âyetlerle müşriklerin, darlık zamanlarında yalnız Allah'a yöneldikleri halde bolluk zamanlarında Allah'a ortak koşmalarını kınamaktadır.

(devamı yarın..)