PEYGAMBERİMİZİN SOYADI ADNAN MI? PDF 
Salı, 30 Eylül 2014 00:00

PEYGAMBERİMİZİN SOYADI ADNAN MI?

(27 Ağustos 2014 tarihli yazının devamı )

Slm aleykum hocam, çok merak ediyorum, Peygamber Efendimizin soyadı Adnan mıdır?? Cevap yollarsanız çok sevinirim hocam...

Cevap: Peygamber döneminde soyadı yoktu. Soyadı kanunu Cumhuriyet devrinde başlamıştır. Araplarda hâlâ böyle bir uygulama yoktur. Araplarda kişi babasının ve dedesinin adına bağlanarak anılır. Peygamberimizin babası Abdullah, dedesi Abdulmuttalib'dir. Hz. Peygamber Muhammed ibn Abdullah ibn Abdulmuttalib'dir. Adnan ise çok çok uzaklardan Peygamber'in kök dedesi olmaktadır....

Cevabın cevabı: Çok teşekkür ederim hocam diyeceksiniz ki bu konu nerden çıktı .. dün kanal gezerken A9 Adnan Oktar’ın kanalı karşıma çıktı. Biraz dinleyim dedim hocam, bu adam kendini mehdi ilan etmiş ve yanında açık saçık bayanlar var. Nasıl olur hocam hiçbir yerde yani hocalarda görmedim böyle bir şey... Bir de hocam bişey sorabilir miyim oradaki kanaldaki bayanlar Kur'ân'dan mı okuyorlar yoksa uyduruyorlar mı? İnanmıyorum ben onların dediklerine.

Çünkü çok zengin ve sosyete bayanlar. Onların dediklerine inanıyorlar. Bir de dün Adnan yani kendini mehdi zanneden kişi Kur’ân’da örtünme yok diyor, nasıl olur hocam? Bu kişiler nasıl tv si olur ve yayın yapar hocam .. İslam'a yeni geçmis Müslüman olmuş kişi tereddüt eder bunları görünce. Çünkü hepsi açık ve oyun oynuyorlar tv karşısında. Bu kanalın kalkması gerekli çok sapıtıyorlar dinimizi ... Ben Süleyman Ateş hocamı bilirim büyük üstadı

       Teşekkür ederim hocam. Allah’a emanet olun...

Cevap: Mehdî diye bin yıldan fazla gizlenmiş, birden ortaya çıkacak bir kişi inancı hayal olduğu gibi İsa’nın yeniden dünyaya geleceği inancı da hayaldir. Ahzab Suresinin 59 ve Nur Suresinin 31. Âyetleri başörtüsünü emretmektedir. İniş tarihi bakımından 97. Sırayı alan Ahzab Suresinde: Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle: (Bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) örtülerini üstlerine salsınlar; onların tanınıp incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah çok bağışlayan, çok esirge­yendir.” buyurulmaktadır.

İniş tarihi bakımından 102. Sırayı alan Nur Suresinin 31. Âyeti de şöyle buyurmaktadır: İnanan kadınlara da söyle: Bazı bakışlarını kıssınlar, ırzlarını korusunlar. Süslerini göstermesinler. Ancak kendiliğinden görünen­ler hariç. Başörtülerini (göğüs) yırtmaçlarının üstüne koysunlar. Süslerini kimseye göstermesin­ler. Yalnız kocalarına yahut babalarına yahut kocalarının baba­larına, yahut oğullarına, yahut koca­larının oğullarına, yahut kardeşlerine, yahut kardeşle­rinin oğullarına, yahut kızkardeşlerinin oğullarına, yahut kadınlarına, yahut ellerinin altında bulunan(köle)lerine, yahut kadına ihtiyacı bulunmayan er­kek tâbi'lerine, yahut henüz kadınların mah­rem yerlerini anla­mayan çocuklara gösterebi­lir. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayak­larını vurmasınlar. Ey mü'­minler, topluca Allah'a tevbe edin ki felâha eresiniz.”

Örtünme sadece İslâm'a özgü de değildir. Yahudilerde ve Hıristiyanlarda var olduğu gibi İslâm öncesi Arap toplumunda da vardı. Mekke'nin fethinde Kureyş kadınları, Müslümanların atlarının başına örtüleriyle vurmuşlardır. Ridde savaşlarında Arabistan'ın doğusunda bulunan müşrik kadınları hep örtülü idiler. Biraz tarih bilgisi olan bunları bilir. O toplumda örtünme, hürlüğün bir simgesi sayılırdı.Bu yüzden cariyelerin yani köle kadınların örtünmesine müsaade edilmezdi. Kur’ân da toplumun nezahetinin korunması için eskiden beri var olan örtünmeyi emretmiştir. Örtünme Kur’ân’da yok diyen kimse, Kur’ân’ın meallerini yazdığımız âyetlerini inkâr etmiş olur.

Hem sözünü ettiğiniz kişi din uzmanı değildir. Okuduğu birtakım kitaplarla hayallere kapılmış, nasıl etmişse sosyete kızlarını da kendine çekmiş ve şimdi kendini mehdî diye olayın içyüzünü bilmeyen saf halka servis etmeğe başlamış. İnanana aşk olsun, ne diyelim? Yalnız tekrar vurgulamak isterim ki Mehdî inancı, zamanlarındaki şartlardan memnun olmayan kimselerin, bir kurtarıcı beklentilerinden üretilmiş hayali bir inançtır. Ne İsa gelir, ne de Mehdî. Mehdî doğru yola ileten anlamında ise Kur’ân’a bağlı ve insanları Kur’ân ahlakına yönlendiren her İslâm âlimi mehdî sayılabilir.

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş