12.08.2011- Yaşanan Doğaüstü olaylar *** Kur’ân Allah’ın kelâmı değil mi?
Perşembe, 11 Ağustos 2011 17:38

Yaşanan Doğaüstü olaylar

Değerli Hocam 2003 yılından bu yana yazılarınızı dikkatle takip ediyorum ve not alıyorum, üzerinde düşünüyorum. Işığınızla aydınlandım hakkınızı, nasıl öderim bilemiyorum. Allah sizden Razı olsun. Rabbim emeklerinizin karşılığını fazlası ile versin.

Benim sorum insanların başından geçen, ancak bilimin açıklayamadığı olaylarla ilgili.

Yaşadığım olaylardan bir kaçı:

Geçen kış odamda namaz kılıyorken derin bir nefes çekme sesi duydum. Kış olduğundan camlar kapalıydı ve evde de tektim. Nefes çekme, güçlü bir insanın yanımda çektiğinde duyacağım bir ses tonundaydı. Korktum ancak belki hayalidir diye sese aldırış etmedim. Birkaç hafta sonra Kur’ân'da Yasin Suresi'nin Meali'ni okuyorken tekrar bu sesi duydum, odamda ağabeyim de vardı. O da nefes çekme sesini duydu, ikimiz de korktuk, camlar yine kapalıydı. Sesin nasıl nereden çıktığını bilmiyorum ancak fiziksel kaynaklı olması imkânsız. İbadet halindeyken yaşadım, acaba manevi varlıkların korkutma amaçlı yaptığı bir iş midir?

***

Henüz 7 yaşındayken babamın Doğu hizmeti nedeniyle bulunduğumuz bir ilçede, yerleşim yerlerine biraz uzak bir evde oturuyorduk. Çevredeki komşu evlerle de biraz mesafe vardı.

Kış mevsimiydi, akşam yedi gibi annem babam bir süreliğine bir komşuya gittiler. Ben ve 3 kardeşim evdeydik, annemler gittikten birkaç dakika sonra kapıdan annemin sesine benzer bir ses ablamı çağırarak kapıyı açmasını istedi. Annemler bu kadar erken gelemezdi ve kapının anahtarı da annemdeydi. Kapıya vurma, ayak sesi yoktu. Bu sebeplerle annem değildir diyerek kapıyı açmadık. Ses sadece ablama kapıyı aç diyordu. Çok korkmuştuk, annemler geldiğinde olayı anlattık, onlar eve geri dönmediklerini söylediler.

Kapıdan gelen bu sese kapıyı açsaydık ne olurdu? Kapıda görünen kimse yoktu. Sadece ses geliyordu bunu nasıl ne ile açıklayabiliriz?

***

Henüz lisedeydim rüyamda: Bir odada ailemle karşılıklı oturuyorken yanımda bedeni görünmeyen bir varlık, ailemin bireylerinin isimlerini sayarak, öteki alemde nerede olacaklarını söyledi ve sonunda "Enbiya'yı oku" dedi. Ben o zaman enbiya ne demektir bilmiyordum ve ilk defa duyuyor gibiydim. Bir yakınım Kur’ân'da sure adı olduğunu söyledi. Daha sonra "Peygamberler" demek olduğunu öğrendim.

Önceden anlamını bilmediğim bir sözcük nasıl Rüyama girer? Acaba peygamberlerin hayatını okumam mı istendi?

Bu tür tam açıklanamayan, her türlü yoruma açık hadiseler neden başımıza gelir? Bunları görmezden mi gelmeliyiz yoksa üzerinde düşünmeli miyiz?

Sorumu yayınlamadan cevaplama imkânınız varsa beni mutlu eder.

Allahın Bereketi, Rahmeti, Selamı üzerinize olsun.

Cevap: Yazılarınızı ileride yayınlasam bile isim vermeyeceğim. Sadece ibret için belki yayınlayabilirim. Anlattığınız olaylar, sizin manevi varlıklar tarafından gözetlendiğinizi, sizinle ilgilenildiğini gösterir. Amaç sizi korkutmak değil, dikkatinizi maneviyata çekmektir. Size "Enbiyayı oku!" demişler. Bunu kötü ruhlar söylemez. Size belli başlı peygamberlerin anlatıldığı Enbiya Suresini okumanızı ve daha geniş olarak da Peygamberler tarihini, onların mesajlarını okumanızı istemiş o görünmez varlık. Evde Kur’ân okurken hissettiğiniz nefes çekişi, sizi bir ruhani varlığın dinlediğini gösterir. Güzel bir şey. Hiç korkmayın, eğer yapabilirseniz her gecenin 3 veya dördünde kalkıp yarım saat kadar ibadet edin, Kur'ân okuyun. Ruhaniyetiniz daha çok inkişaf eder. Allah gönlünüze göre versin.

Ayrıca yaşadığınız bu ilginç olaylar, sizin gönül gözünüzün oldukça açık olduğunu, mânâ âleminden size bir şeyler gösterildiğini ifade eder. Bu olaylar size gösteriyor ki her şey görünen dış dünyadan ibaret değildir. Esasında görünen âlem görünmeyen âleme nispetle devede kulak, denizde katre mesabesinde kalır.

 

Kur’ân Allah’ın kelâmı değil mi? 

Hocam Selamlar. Ben gerçekten çok inançlı bir gencim. 2 sene önce vesveseyle başlayan sıkıntılarım beni tüketecek hale geldi. Günlük yaşantımı idame ettiremeden sürekli -hâşâ- din var mı yok mu diye beynim beni yiyip bitirdi. Geceleri ağlar oldum. Sonra düşündüm ki ben zaten eğer inançsız olsam bu kadar canım acımazdı.. Tek yolun araştırmak olduğunu düşündüm. Araştırırken karşıma hep ateistlerin iddiaları çıktı.. Yine hepsine cevap buldum ve ateistlerin karalaması olduğunun çok aşikâr olduğunu anladım. Kafama takılan çözemediğim bir nokta var;

Nahl 56: “Onları rızıklandırdığımız şeylerden, bilmediklerine bir pay (nasip) ayırıyorlar. Allah'a yemin olsun ki; iftira etmiş olduğunuz şeylerden mutlaka sorgulanacaksınız.”Allah bu ayette neden Allah'a yemin olsun ki diyor? Söz zaten Allah'ın sözü değil midir? Şimdiden teşekkürler hocam. 

Cevap: Kardeşim Kur'ân Allah'ın elçiye mesaj getirmekle görevli meleğin yani Hz. Cebrail'in sözüdür. Allah meleğe, mesajlarını soyut anlam olarak verir. Allah katında söz kalıpları yok, sadece soyut anlam vardır. Buna kelâm denilir. İşte melek o soyut manaları yani Allah'ın kelâmını insanların konuşma kalıplarına dökerek insan elçiye (peygambere) getirir. Bu manaları, Allah'ın dilemesine, muradına uygun olarak peygambere iletir. İşte melek elçi, kendisini görevlendiren Allah'a yemin ederek Allah’tan başka tanrı olmadığını, Arapların, elde ettikleri ürünlerden tanrılığı hakkında hiçbir delil ve kanıtları bulunmayan putlara nasip (pay) ayırmalarının uydurma, vehim, saçma olduğunu vurgulamaktadır. Bunda Kur’ân’ın Tanrısal kaynaklı olduğuna kuşku düşürecek herhangi bir şey bulunmamaktadır. Zaten Kur’ân’ı baştan başa dikkatle okursanız, melek elçinin, Allah’ın mesajını insanlara kendi ifadesiyle anlattığını görürsünüz

 

 

   Copyright @ Süleyman Ateş