CİNLER GÖRÜLEBİLİR Mİ? (2)

(...dünden devam)

Cinlerin iyisi ve kötüsü, yani Müslüman'ı, kâfiri vardır.

Kâfirlerinin başı İblîs’tir. Önce Allah katında yüksek bir mevkide iken Allah’ın, Âdem‘e secde etmesi (boyun eğmesi) buyruğuna karşı geldiği için kovulmuştur:

“Meleklere: “Âdem'e secde edin” demiştik. Secde ettiler, yalnız İblîs etmedi. O, cinlerdendi, Rabbinin buyruğu dışına çıktı. Şimdi siz benden ayrı olarak onu ve onun neslini dostlar mı ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Bu, zâlimler için ne kötü bir değiştirmedir!” (Kehf: 69/50) âyetinde Âdem ile İblîs öyküsüne göz atılmakta, Âdem'e düşman olan İblîs'in, cinlerden olduğu, Rabbinin buyruğu dışına çıktığı belirtilmekte; insanlara, ataları Âdem'e boyun eğmeyen İblîs'i ve soyunu Allah'tan başka veliler yapmamaları, yalnız Allah'a kulluk etmeleri emredilmektedir. İlk defa Kehf Suresinde İblîs'in cinlerden olduğu belirtilmiştir.

İslâm bilginlerinden bir kısmına göre cinn, gözden gizli kalan tüm varlıkları kapsar. Bu anlamıyla bütün rûhsal varlıklar yani melekler, rûhlar, şeytânlar cinn tabiri içine girer. Buna göre melekler de cin grubundandır. Fakat bir kısım bilginlere göre melekler cinlerden ayrı bir gruptur.

“O gün (Allah), onların hepsini mahşere toplar, sonra meleklere:

– Bunlar size mi tapıyorlardı?'der. Melekler:

– Sen yücesin, bizim velimiz onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmıştı, derler. (Sebe: 58/40-41) âyetleri, cinlerin, meleklerden ayrı bir grup olduğunu gösterir. Hz. Âişe'nin rivâyet ettiği, meleklerin nurdan, cinlerin mâric ateşten yaratıldığını belirten hadîs de cinlerin, meleklerden ayrı vasıfta ruhsal varlıklar olduğunu gösterir.

Fiziksel gözle görülmeyen cinler, çeşitli biçimlerde görüntü verebilirler:

Işınsal, latif varlıklar olduğundan cinler baş gözüyle görülmezler. Yüce Allah: "Şeytân ve kabilesi, sizin onları görmeyeceğiniz yerden sizi görürler..." (A'raf: 39/27) buyurmuştur. Fakat cinler de fiziksel biçimlere girip görünebilirler.

Cinlerin çeşitli erkek, kadın şekline girip göründüklerine dair hadisler vardır.

Büyük mutasavvıflardan bazıları da cinlerle karşılaştıkları olaylar anlatmışlardır. Bunlardan biri de Hocam Hacı Muharrem Efendi’dir. Bana, kendisinin birkaç kez cinlerle karşılaştığını anlatmıştı. Şu iki olayı yadetmek istiyorum:

1) “Sülûküm sırasında Harput'tan Mezraa'ya (şimdiki Elazığ’a) inerken düz arazide bir topluluk gördüm ki o havaliyi tutmuştu. Çok, çok. İçlerinden birkaç kişi geldi. Küçük boylu insanlardı. Gördüklerim cinlerdi. Gelenler:

     – Sizi götürmek istiyoruz, dediler.

     Hatırıma Abdulkadir-i Giylânî geldi:

     – Pîrimiz Abdulkadir-i Geylânî Hazretlerinden emir ve müsaade almadıkça gelemeyeceğim. Buyurun (gidin), dedim. Hep birden:

     – Hû! Deyip boyun bükerek gittiler.

(devamı yarın..)