İSLÂM'IN BELİRLEDİĞİ ŞEHÎDLİK ÖLÇÜSÜ (1)
Cuma, 30 Mayıs 2014 00:00

İSLÂM'IN BELİRLEDİĞİ ŞEHÎDLİK ÖLÇÜSÜ (1)

 

Şehitlik, Allah kabul ettiği için mi yoksa biz kabul ettiğimiz için mi söz konusudur?

Hocam selâmlar, Gezi olayları sırasında bir ilahiyatçımız, olaylarda vefat edenler için "şehit olarak kabul edilebilir" mealinde cümleler sarf etti. Mısır'daki askeri darbe sonrasında orada ölenleri şehit olarak kabul edenler var. Yine ülkemizde ölen askerler, polisler şehit kabul ediliyor. Başka bir kesimde kendi taraftarları öldüğünde şehit kabul ediyor. İran-Irak savaşında, her iki taraf da ölen askerlerini şehit ilan ediyordu.

Bizler, ölen birine "şehit" diyebilir miyiz?

Teşekkür ediyorum...

Cevap: Bunlar insanların hayalleridir. Türklerle çarpışan Avrupalılar da kendi ölülerini şehit, Türk şehitlerini ise cehennemlik kabul ederler. Kimin şehid olduğunu Allah bilir. Ancak bu konuda bir tek ölçü vardır: Allah yolunda çarpışıp da öldürülen kişi şehîd olur. Ebu Mus'al-Eş'rî, Allah'ın Elçisine sorar: "Kimi kızgınlığından (öce almak için), kimi ganîmet için, kimi iyi ad bırakmak için kimi onur için savaşır. Bunların hangisinin çarpışması, Allah yolunda savaştır?" Allah'ın Elçisi, ayakta bulunan Ebû Mûsâ'ya başını kaldırıp şöyle buyurur: "Men kātele fî sebîlillahi li-tekûne kelimetullahi hiye'l-ulya fehuve fî sebîlillah: Her kim, Allah'ın kelimeleri yücelsin, Hakkın dini üstün gelsin diye çarpışırsa işte onun çarpışması, Allah yolunda savaştır." (Bkz. Buhârî, İlim: 45, Cihad: 5; Müslim, İmaret, 150-151; İbn Mâce, Cihad: 13; Ebû Dâvûd, 1/393, 394) İşte İslâm'ın belirlediği şehîdlik ölçüsü budur. Bu prensipten her isteyen nasibini alır.

Şehîd hakkında bazı hadisler:

Ebu Hüreyre’nin rivayetine göre Peygamber’in ashabından bir adam bir vadide tatlı bir su gözesi gördü, çok hoşuna giden bu subaşında ikamet etmeyi düşündü. Düşüncesini Allah’ın Elçisine açtı. Allah’ın Elçisi buyurdu ki: “Birinizin Allah yolunda durup savaşması, ailesi içinde altmış yıl ibadet etmekten iyidir. Allah’ın, sizi bağışlayıp cennete sokmasını istemez misiniz? Allah yolunda cihadediniz! Her kim deve sağımında memeden iki süt çekimi aralığı kadar (fuvâka nâkah: yani çok kısa bir zaman) Allah yolunda çarpışırsa cennet ona gerekli olur.” (İbn Hanbel, Musnedu Ebî Hureyre, yazma, 15/474; Tirmizî, rk. 1650; İbn Ebî Âsım, Cihad: 135; Hâkim, Müstedrek: 2/68; Beyhakî, es-Sunen: 9/160)

Abdullah ibn Câbir’in rivayetine göre: “Allah’ın Elçisi, hasta olan Abdullah ibn Sabit’i sormağa gitti. Abdullah bayılmış(komaya girmiş)ti. Çağırdı, fakat Abdullah yanıt vermedi. Allah’ın Elçisi (s.a.v.) istircâ’ etti: ‘Biz Allah içiniz ve O’na döneceğiz!’ âyetini okudu ve

– Sana karşı biz yenik düştük ey Ebû’r-Rebî’ (kader seni elimizden aldı) dedi.

Kadınlar çığlık atmaya ve ağlamaya başladılar. Cabir de onları susturmaya çalışıyordu. Allah’ın Elçisi buyurdu ki:

Bırak ağlasınlar. Ama Gerekli olan gerçekleşirse artık hiçbir kadın ağlamasın!

– Gerekli olan nedir ey Allah’ın Elçisi, dediler.

– Yani ölürse, dedi.

Hastanın kızı:

– Vallahi ben onun şehid olmasını çok isterim! Sen cihadını yaptın! Dedi.

Allah’ın Elçisi buyurdu ki:

– Allah, onun ecrini niyetine göre vermiştir. Siz şehîdliği ne sanıyorsunuz?

– Allah yolunda öldürülmeyi şehîdlik sayarız, dediler.

Allah’ın Elçisi buyurdu ki:

– Allah yolunda öldürülmekten ayrı olarak yedi çeşit şehîd daha vardır: Vebadan ölen şehîddir, boğularak ölen şehîddir, Zatürre’den ölen şehîddir, yanarak ölen şehîddir, yıkıntı altında kalarak ölen şehîddir, gebe ölen kadın şehîddir” (Muvatta, 2/327; Nesaî, 7/114; Ebu Ya’lâ el-Mavsılî, 1/266; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr: 1/153 ve birçok kaynak)

Eğer Gezi olaylarında dükkânları yağmalayanları, devletin araçlarını tahribedenleri, düzeni bozmaya çalışanları şehid kabul eden varsa, varsın bir kesimden parsa toplamak isteyen o insanlar hayalleriyle avunsunlar. Şehîd olabilmek için başta Allah’a ve O’nun dinine, Kitabına inanmak ve topluma Allah’ın düzenini hâkim kılmaya çalışmak gerekir. Acaba bu yakıp yıkıcı Geziciler hangi niyet ile hareket ediyorlardı?

(devamı yarın..)