"KİM OLDUĞUMU VE ADIMIN NE OLDUĞUNU, YALNIZCA ALLAH BİLİR"
Cuma, 16 Mayıs 2014 00:00

"KİM OLDUĞUMU VE ADIMIN NE OLDUĞUNU, YALNIZCA ALLAH BİLİR"

(...dünden devam)

"Son zamanlarda Victor Hugo ile ilgili yazılan en ciddi yapıtlardan biri olan ve ünlü yazın araştırmacısı, Henri Guillemin imzasını taşıyan "Hugo" adlı eserin ön sözünde, Hugo'nun şu sözlerine yer vermektedir:

"Je m'ignore; je suis pour moi-même voilé, DIEU seul sait qui je suis et comment je me nomme: Ben bile kendimi tanıyamıyorum; kendi kendime yabancıyım, kim olduğumu ve adımın ne olduğunu, yalnızca Allah bilir."

Hugo'nun, gerek iki oğlu, gerek erkek torununun vaftiz edilme­diğini ve Hıristiyanlık âdetlerine göre defnedilmediğini belirten yazar, ayrıca kitabın birçok yerinde onun sürekli evinde gizli ibadet ettiğini be­lirtir. Bu durum ve "Mahomet" mersiyesindeki içerik, detaylar ve anla­tılan öykü Hugo'nun Müslümanlığının konuşulur hale gelmesine en bü­yük etkendir. Yaşa'nın çevirdiği dizeler şöyle:

L'AN NEUF DE L'HEGIRE


(HİCRİ DOKUZUNCU SENE)


MAHOMET

(HZ.MUHAMMED)


Vazifesinin yakın olduğu, içine doğmuştu

Metîndi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu

Yolda gördüğü kimselerle selâmlaşıyordu

Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu

Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında

Durup su içen develeri izliyordu arada sırada

Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu.

Sanki Cenneti görmüş, İlahi Aşkı bulmuştu

Sanki kâinatın yaratılışına şahit olmuştu

Alnı dik, yanakları kusursuz, benzersizdi

Kaşları ince, bakışları anlamlı ve keskindi

Boynu, gümüş bir testinin boğazıydı sanki.

Tufanın sırlarını bilen Nuh'un havası vardı.

Ona danışmaya gelenlere, adil davranırdı

Kimi itiraf eder, kimi güler ve inkâr ederdi

Sessizce dinler, en son konuşurdu kendisi

Ağzından dua ve zikir hiç eksik olmazdı

Çok az yer, karnının üzerine taş koyardı.

Boş durmaz, koyunlarını sağıp oyalanırdı

Oturur yere, elbiselerini kendi yamardı

Artık genç değildi, eski gücü de kalmamıştı

Yine de, herkesten daha fazla oruç tutardı

Altmış üç yaşında, bir ateş sardı vücudunu

Kutsal Kitap Kur'an'ı bir kez daha okudu

Sonra, sancağı, Said'in oğluna teslim etti.

Onlara: "Artık aranızdan ayrılma vakti geldi

Allah birdir, hep onun yolunda savaş" dedi.

Mahzundu, bakışlarında, yurdundan zoraki

Sürülen yaşlı bir kartalın hüznü vardı sanki

Yine, her günkü vaktinde mescide geldi,

Ali'ye tabi olanlar da arkasından geliyordu

Ve, kutsal sancak rüzgârda dalgalanıyordu.

Benzi soluktu, döndü ve kalabalığa seslendi:

"Ey insanlar, ömür bitiyor, hayat gelip geçici

Biz, karanlıkta birer zerreyiz, yüce olan O'dur

Ey insanlar, O'ndan başka rehberim yoktur

Onsuz bir değerim olmazdı."

Bir zat ona : "Ey müminlerin gerçek Sultanı!

Seni dinler dinlemez, herkes inandı sözüne

Sen doğduğunda, bir yıldız doğdu gökyüzüne

Kisra sarayının üç kulesi birden devrildi" dedi.

O da: "Melekler ölümümü müzakere etti;

Vakit tamam, dinleyin! Eğer herhangi birinize

Bir kötülük yaptıysam, çıksın herkesin önünde

Ben ölmeden, gelsin intikamını alsın şimdi;

Kime vurmuşsam, o da bana vursun" dedi.

Ve uzattı usulca asasını oradan geçenlere.

 

(devamı yarın..)