BAŞA GELEN OLAYLAR, HAKK’IN SINAVIDIR
Cuma, 02 Mayıs 2014 00:00

BAŞA GELEN OLAYLAR, HAKK’IN SINAVIDIR

Hocam merhabalar. Yazılarınızı büyük bir keyifle okuyorum. Kitaplarınızı elimden geldiğince takip ediyorum. Bunu söylemek benim haddime mi tabii bilemem ama gerçekten takdir edilecek bir insansınız. İslam böyle anlatılıp böyle yorumlanmadığı için uydurma şeylerle zihinler bulandırılmaya çalışılıyor. Biz her ne kadar inanmayalım böyle şeylere desek de sizin gibi konuya tamamen hâkim olamadığımız için ister istemez saçma sayılabilecek düşünceler bile kafamıza "acaba?" tereddüdünü düşürüyor. Yaptığınız bu yardımlar için önce kendi adıma sonra da benim gibi düşünenler adına teşekkür ederim. Ben bir konuda size danışmak istedim. Hareketlerime özen gösterip yanlış bir şeyler yapmamaya hep dikkat ettim hayatım boyunca ama bazen yanlışlarım oluyor gaflete düşebiliyorum, o an yanlış bir şey yapıp sonradan doğrusunu düşünüp üzülüyorum, pişman olu­yorum. Yaptığım yanlışlardan sonra tekrar yapma­maya özen gösteriyorum ve affımı diliyorum Allahtan. Açıkçası her yanlışımdan sonra da daha güçlü ve sağlam bir şekilde yoluma bakıyorum bu hem iman noktasında hem de sosyal yaşantımda ya da hayata karsı. Ancak hata yapmış olma durumumdan ben müthiş bir mahcubiyet duyuyorum. Bir daha asla eskisi gibi olmaz sonuçta sen yanlış yaptın ve bu yanlışı yapmamış biriyle asla aynı kefeye konamazsın düşünceleri geçiyor zihnimden. Yani kendimi çok suçluyorum adeta bir günahkâr gibi hissediyorum yani kendime yükleniyorum biraz. basıma kötü bir şey gelse, işlerim rast gitmese, hayatımın herhangi bir aşamasında bir problem yaşasam hemen sebebini bu tip şeylere bağlıyorum. Bak zamanında sen sunu yapmıştın Allah bunun cezasını çıkarıyor senden gibi. Hocam bu düşüncelerim yanlış mı? Yoksa zaten böyle mi doğrusu da? Bana yardımcı olabilir misiniz? Tek basına çıkamadım açıkçası işin içinden.
Hayırlı günler diliyorum hocam...

Cevap: Selin Hanım, güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Kişinin kendisini levm etmesi, kusurlu olduğunu düşünmesi güzeldir. Çünkü aksi, insanın kendisini beğenmesine, kibir ve gurura yol açar. Biz kuluz, beşeriz. Beşer şaşar. Ama başına gelen olayları hep Allah’ın, kendisini cezalandırması şeklinde düşünmesi yanlıştır. İnsan her an sınavdadır. Başına gelen olaylar, kendisini iyiye, güzele yönlendirmek içindir. Âyete göre eğer Allah, hataları yüzünden kulları cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde tek canlı dahi kalmazdı, buyurulmaktadır. Şura Suresinin 30. âyetinde de: “Başınıza gelen herhangi bir musîbet kendi ellerinizin yaptığı (işler) yü­zündendir. (Allâh, hatâlarınızın) Birçoğunu da affeder.” buyurulur. Evet, bazı kötü olaylar kişinin hatalarının sonucudur ama her başa gelen olay, mutlaka bir hatanın cezası olarak değerlendirilemez. Peygamberimizin, düşmanlarından ve münafıklardan ne kadar sıkıntı çektiği cümlenin malu­mudur. Bunlar, hâşâ onun hatası sonucunda olan olaylar mıdır? Hakkın, onun direncini artırma yöntemi­dir. “Belâ ve sıkıntıların en çetini peygamberlere, sonra velilere, sonra derece derece onlara manen yakın olanlara gelir.” Başta Hz. Hasan ve Hüseyin olmak üzere Peygamber’in Ehl-i Beytinin çektiği sıkıntılar, Hakk’ın onlara bir sınavı ve onları manen yüceltme yöntemidir. Cenabı Hak her kulunu, manevi derecesine ve gücüne göre bir şekilde sınar. Kimini bollukla, kimini darlıkla, kimini sağlıkla, kimini hastalıkla sınar. İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi:

Her kuluna her anda    Geh kahr-u geh ihsanda

Her anda O bir şanda    Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler.

Siz içinizdeki takıntıları atın, Hakk’ın her yaptığını hoş karşılayın, Yunus’un dediği gibi “Lütfun da hoş, kahrın da hoş!” deyin, huzura erersiniz.