HABİB-İ NECCAR HANGİ PEYGAMBER DÖNEMİNDE YAŞADI? (1)
Salı, 29 Nisan 2014 00:00

HABİB-İ NECCAR HANGİ PEYGAMBER DÖNEMİNDE YAŞADI? (1)

Sayın Hocam.. Habib-i Neccar hangi peygamber devrinde yaşamıştır? Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? Saygılarımla...

Cevap: İşte bu önemli sorunun cevabı Yasin Suresinin tefsirinde mevcuttur. Şöyle ki:

13- Onlara elçilerin geldiği şu kent halkını misal olarak anlat: 14- Biz onlara iki elçi gönderdik, onları yalanladılar, biz de (elçileri) üçüncü biriyle destekledik. Dediler ki: "Biz size gönderilen elçileriz." 15- (Kentliler) Dediler ki: "Siz de bizim gibi insandan başka bir şey değilsiniz. Rahman bir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." 16- (Elçiler) Dediler ki: "Rabbimiz bilir ki biz size gönderilmiş elçileriz." 17- "Bizim üzerimize düşen, yalnız açıkça duyurmaktır." 18- (Kentliler) Dediler ki: "Doğrusu biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz sizi mutlaka taşlarız ve bizden size acı bir azâb dokunur." 19- (Elçiler) Dediler ki: "Uğursuzluğunuz sizin kendinizdedir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa uğruyorsunuz)? Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz." 20- Kentin en uzak yerinden bir adam koşarak geldi: "Ey kavmim, elçilere uyun." dedi. 21- "Sizden bir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar." 22- "Ben niçin beni yaratana kulluk etmeyeyim? Siz de hep O'na döndürüleceksiniz." 23- O'ndan başka tanrılar edinir miyim hiç? Eğer O çok esirgeyen, bana bir zarar vermek dilese, onların şefâ'ati bana hiçbir yarar sağlamaz ve onlar beni kurtaramazlar." 24- "O takdirde ben, apaçık bir sapıklık içinde olurum." 25- "Ben sizin Rabbinize inandım, (gelin) beni dinleyin." 26- Ona: "Cennete gir" denilince: "Keşke, dedi, kavmim bilseydi. 27- Rabbimin beni bağışladığını ve beni ağırlananlardan kıldığını!" 28- Ondan sonra biz, kavminin üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirici de değildik, (buna gerek yoktu). 29- Sadece korkunç bir gürültü oldu, hemen sönüverdiler. 30- Yazık şu kullara! Kendilerine gelen her elçi ile mutlaka alay ederlerdi. 31- Görmediler mi kendilerinden önce nice nesilleri yok ettik; onlar bir daha kendilerine dönüp gelmezler? 32- Ancak hepsi toplandığı zaman huzûrumuza getirileceklerdir.” (Yâsîn: 13-32)

Bu âyetlerde Hz. Muhammed'i ve mü'minleri tesellî için bir kente gönderilen üç elçinin davet öyküsü anlatılmaktadır:

13-14: Bir kente iki elçi gönderilmişti. Kent halkı onları yalanlayınca Allah onlara yardımcı bir elçi daha gönderdi. Bu üç elçi, kendilerinin, halkı irşâd için gönderildiklerini söyleyerek kent halkını Hakk’a çağırdılar.

15-19: Kent halkı: "Siz de bizim gibi insanlarsınız" diyerek onları yalanladılar. Elçiler her ne kadar kendilerinin, Allah tarafından gönderildiklerini kanıtladılarsa da kent halkı kabul etmeyip onları uğursuz saymağa başladılar: "Sizin yüzünüzden belâlara uğradık" dediler. Ve bu işten vazgeçmedikleri takdirde kendilerini taşlayacaklarını ve şiddetle cezalandıracaklarını söylediler. Elçiler onlara, kendilerinin, sadece duyuru görevini yaptıklarını; uğursuzluklarının, kendi olumsuz, ahlâk dışı davranışlarından kaynaklandığını söylediler: "Size öğüt verenlere, doğru yolu gösterenlere böyle mi davranıyorsunuz? Gerçekten siz aşırı bir toplumsunuz!" dediler.

(devamı yarın..)