HZ. ALİ'YE İFTİRA MI ATILIYOR?

Hocam selamlar, Adil Medya adlı internet sitesinde yayınlanmış olan bir makalede Hz. Ali'ye ithaf edilen sözler beni şaşırttı. Hz. Ali'nin bu şekilde sözler sarf ettiğine inanmıyorum.
Söz konusu olan sözler ise şu şekildedir: Ebu Bekir’e biat edilince, Ali hilafete kendini daha lâyık gördüğü gerekçesiyle Ebu Bekir'e biat etmedi; fakat en büyük destekçisi eşi Fatıma vefat edince bu tavrı değişti. Kendisine Ebu Bekir'e biat et denilince, şöyle demişti: “Ben bu işe sizden daha layığım. Bana biat etmeniz doğruyken, size biat etmeyeceğim. Bu işi Ensar'dan aldınız. Onlara karşı, Hz. Peygamber'e yakınlığınızı gerekçe gösterdiniz. Ehl-i beytten de zorla alıyorsunuz. Ensar'a, Muhammed sizden olduğu için bu işe daha layık olduğunuzu söylemediniz mi? Önderliği size verdiler, emirli­ği size teslim ettiler. Ben sizin Ensar'a söylediğiniz gerekçenizi, size söylüyorum: Biz, diri ve ölü olarak Rasulullah’ın en yakınıyız, inanıyorsanız, bize insaf edi­niz. Aksi halde, bile bile zulmedin.

Ömer Ali’ye tehditkâr bir dille; biat edinceye ka­dar bırakılmayacaksın , derken Ebu Bekir, biat etmezsen, seni zorla­mayacağım, diyordu. Ebu Ubeyde bin Cerrah ise ona nasihatte bulunarak; Ey amcaoğlum! Sen gençsin. Kavminin bu yaşlılarıyla aynı deneyim ve bilgiye sahip değilsin. Ben­ce Ebu Bekir; bu işte senden daha güçlü, daha dayanıklı ve ona daha layık. Bu işi Ebu Bekir'e teslim et, şeklinde bir ikna politikası güdüyordu. Aslında bu üç kişinin şahsında Ali’ye karşı ortaya çıkan tepkilerin, tehdit, kendi haline bırakma ve nasihat şeklinde üç tip tavır şeklinde ifadesini bulduğunu görüyoruz. Saygılarımla...

Cevap: Hz. Ali'nin, Ebubekir'e bey'at konusunda benzeri sözler söylediği ve bu işe kendisinin daha layık olduğunu düşündüğü bir gerçektir. Bu yazılanlarda Hz. Ali'ye yakışmayacak bir şey bulmuyorum. Zaten Hz. Fatıma’nın vefatına kadar altı ay Ebubekir’e bey’at etmemesi de Hz. Ali’nin, bu işe Ebubekir’den daha layık olduğunu düşündüğünü göstermez mi? Ama artık olayların üzerinden 14 asır geçti. Önce Ebubekir’in, ardından sırasıyla Ömer, Osman ve Ali’nin halife olmaları Allah’ın hikmeti ve takdiri gereğidir ve son derece isabetli olmuştur. Böylece Peygamber’in bu dört sevgilisi, Kendisinin Halifesi olma şerefine ermişlerdir. Eğer genç Ali Halife olsaydı ötekiler artık bu şerefe eremeyecekler ve iş baştan itibaren bozulacak, hilafet saltanata çevrilecekti. Ebubekir, kendi yerine evladını seçmediği gibi Ömer de yapmadı, Osman da yapmadı, Ali de yapmadı. Ama Muaviye, maalesef hilafeti saltanata çevirerek İslam’ın özünün bozulmasına yol açtı. Ama olan olmuştur, bu olaylara takılıp kalmanın kimseye bir yararı yoktur. İbrahim Hakkı Hazretlerinin dediği gibi:

Mâzîye göçüp kalma             

Müstakbele hem dalma

Hâl île dahi olma                   

Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler