ÜÇ AYLAR

Bilindiği üzere Ayın dünya çevresinde dolaşımına göre düzenlenmiş olan Ay takviminde aylar: Muharrem, Safer, Rebîulevvel, Rebîulâhir, cemaziyelevvel, Cemâziyelâhir, Recep, Şa’ban, Ramazan, Şevvâl, Zül­ka’de, Zülhicce adlarını taşır. Bunların dördü haram ayıdır.

Harâm, dokunulması yasak, kutsal demektir. Araplar, kentler arasında güvenlik içinde, serbestçe gidip gelebilmek için dört ayı harâm (dokunulmaz, kutsal) kabul etmişlerdi. Bunlardan üçü ard arda gelen Zû'l-Ka‘de, Zû'l-hicce ve Muharrem ayları idi. Bu aylarda bütün Arabistan’da her türlü saldırı, yağma, talan ve savaş yasak kabul edilmiş olduğundan bu aylarda güvenlik içinde ticaret yapılır, herkes güvenlik içinde hacca gelip Ka’be’yi ziyaret ederdi.

İslâm ile bölgeye tam bir güvenlik gelmiş, insanlar can ve mal güvenliğine kavuşmuştur. Hz. Peygamber Vedâ haccındaki konuşmasında şöyle buyurdu: “Zaman döndü, dolaştı ve Allah’ın, yeri göğü yarattığı sıradaki hali üzere geldi. Allah katında ayların sayısı on ikidir. Dördü harâm aylarıdır. Üçü ard arda gelir. Receb ise tektir. Cumâdâ ile Şâbân arasındadır.”

Tek olan haram ayı Receb, kendisinden sonraki iki ay ile birlikte üç ayları oluşturur. Bu aylar, İslâm âleminde ayrı bir önem verilen kandil gecelerini barındırmaktadır: Receb’in ilk Cuma gecesi Reğâib kandili; yine bu ayın 27. gecesi Mi’râc kandili; Şa’ban’ın 15. gecesi Berât kandili; Ramazanın 27. gecesi de Kadir Gecesi olarak kutlanmaktadır.

Ancak Hz. Peygamber’in, Recep ayında özellikle oruç tuttuğuna veya ondaki herhangi bir geceyi özel olarak ibâdetle geçirip kutladığına dair hiçbir kanıt yoktur. Hz. Peygamber her gecenin yarısından çoğunu, yarısını veya en ez üçte birini ibadetle geçirirdi, ama yorulunca da uyur, ne dinde, ne de herhangi bir işte aşırılıktan hoşlanmazdı.

KANDİL KUTLAMALARI

Yalnız burada bir hususu belirtmek isterim: Son zamanlarda gittikçe dozu artan kandil kutlamaları yapılır oldu. Telgraflar, telefonlar. Bunlar bid’attir. İnsanların tebrikleşecekleri sadece iki dini bayram vardır. Bunun dışında Peygamber ve arkadaşları kandil kutlamaları yapmadıkları gibi 50 yıl öncesine kadar da böyle bir şey yoktu. Şimdi bir kandil kutlama furyasıdır başladı. Bir şey çoğalınca değeri kalmaz. Lütfen bu kutlamaları, tebrikleşmeleri iki bayrama has kılalım. Birtakım uydurmaları dinin kuralıymış gibi dinleştirmeyelim. Çünkü bu tür davranışlar dinin sadeliğini bozar.